Gectigimiz gunlerde o kadar Ferrer dedik, biraz tanitmaya calisalim David Ferrer'i.
Ferrer'in karakterini belki en iyi anlatabilecek hikaye 2007'de ATP'nin yayinladigi bir makalede anlatilan henuz cok gencken gecirdigi bir kriz donemi. Tenis ile ilgilenen bir aileden geliyor, abisi Javier Ispanya'da 12 yas altinda sampiyonluk gormus. Kendisi de cocukken gosterdigi basarilar neticesinde bursla Barcelona'da egitim gormeye gitmis. David Ferrer ATP'de oynamaya erken yasta basliyor, aynen Nadal gibi. 16 yasinda Satellite ve Futures turnuvalarinda oynuyor. Bunun sebebi ATP puani almaya baslamak istemesi. Ancak tabi 16 yasinda ATP seviyesinde mac kazanmak zor. Bu nedenle kendine olan guvenini ve antremanlara ilgisini yitirmeye baslamis Ferrer. Bu noktada antrenoru Ferrer uzerinde radikal bir yontem denemis: Ferrer'i calismak istemedigi zamanlarda 2 metreye 2 metrelik bir tenis topu deposuna kilitlemis. Aynen hapishanedeki gibi Ferrer'e kucuk bir pencereden ekmek ve su vermis. Ferrer gelen gecen gorevlilere kendisini cikarmalari icin yalvarsa da antreman saatleri bitene kadar depodan cikartilmamis.
Bu isin boyle devam etmeyecegini dusunen Ferru raketlere veda etmis. Ama arkadaslari ile gezip tozma isteginden vazgecmeyince ve babasi da para vermeyince insaatlarda calismaya baslamis. Isci olarak tugla falan tasidigi 1. haftanin sonunda sadece 30 Euro almis. Yeterli enerjiyi veridigi taktirde teniste daha basarili olacagini hissedip antremanlara donmek uzere tekrar calistiricisi Javier Piles'i aramis. Ferrer bu tecrubesi ile ilgili olarak 17 yasinda gelecek ile ilgili endiseler yasarken elde olanlarin degerini anlayabilmenin zor ama onemli oldugunu soyluyor.
Ferrer o odanin klupte hala durdugunu, bildigi kadari ile oraya tikilan tek oyuncunun kendisi oldugunu ve calistiricisinin kendisini bir daha oraya tikmakla tehdit etmedigini soyluyor. Kendi deyimiyle calistiricisi aynen bir ogretmen gibi aslinda kendi iyiligini isteyerek vermis bu cezalari. Calistiricisi icin "Benden vazgecip baskasini calistirmak en kolay cozum olurdu. Ama o benimle ugrasmayi secti." diyor.
Calistiricisi David'in hep rakiplerinin yeteneklerine odaklanip kendininkileri gormezden geldigini soyluyor; "Ilk 100'e girmeyi basardiginda kendisinin tenis tarihinin gordugu en kotu ilk 100 oyuncusu oldugunu soyluyordu... Akli bir karis havada gibi gorunur, ama sadece disardan. Kan sonuclarini almak icin yanlis hastaneye falan gider ama aslinda oldukca ilgilidir. Ispanya tenisinin durumu nedeniyle golgede kaldi ama spotlar altinda olmamak onun sevkini kirmadi".
2008'de kendisi ile yapilan bir roportajdaki bazi ilgi cekici noktalar soyle;
- Slam kazanabilecegini dusunup dusunmedigini soran bir soruya "Hayir, dusunmuyorum. Hayal kurmak serbest tabi, ama ne kadar zor oldugunu biliyorum, ozellikle digerlerinden ayri seviyede oynayan iki oyuncu varken." diye yanit vermis.
- En onemsedigi slam, en iyi zemininin toprak oldugunu dusundugunden, Roland Garros'mus ve bu turnuvada her zaman cok heyecanlanirmis.
- Ispanya'da daha cok toprak kort turnuvasi duzenlendiginden gencliginde baska bir zeminde oynamadan once 126 toprak kort turnuvasina katilmis.
- Anadili disinda yazilmis kitaplarin icerisinde en begendigi Ken Follett'in "Pillars of the Earth" romaniymis. Kolay okunan bu 1300 sayfalik kitabi 3 gunde bitirmis.
- Federer'in bir roprtajinda turda en iyi return yapan oyuncular olarak Nadal ve kendisini gostermesi uzerine "Hayir, bence Nadal ve Davydenko benden daha iyi return aliyor. Ama Federer boyle dusundugu icin cok mutlu oldum." demis.
5 yorum:
Antrenör değil, gestapo sanki, öyle ders mi olur.
Bu arada sade hali iyiydi, oynamaya mı başladınız blogla? :))
@Adsiz
Sorma daha oturtamadik :)
Yanlış hastaneye gitmek ne ya xD İlginç adam
Ben en cok onca tantanaya ragmen problemin kendisinde oldugunu kabul edisini sevdim.
Hayranlığım arttı.
Yorum Gönder