27 Ekim 2010 Çarşamba

Muster - Haider-Maurer Maci

Bolgu takip edenler Muster doneli beri turnuvalarini izledigimizi biliyorlardir. Oncelikle kendi adima Muster ve Kimiko-Date Krumm gibi teniscileri neden takip ettigimi aciklamaya calisayim.

90'larin teniscileri cocuklugumun teniscileri olmalarinin yani sira tenisin bugune gore daha farkli oynandigi bir donemi temsil ettiklerinden ilgimi cekiyorlar benim. Sonucta o zamanlar raket ve tel teknolojisi de bugunku gibi degil, gecis donemi sayilir ve oyuncular daha farkli oyun kurguluyorlar bununla baglantili olarak. Mesela Date gibi dumduz vuran bir isim bugun WTA'da mucadele edince ilginc oluyor iste. Hem farkli perspektifler her zaman iyidir; bu yil Kimiko'nun yenebildigi isimleri kendisinden 15-20 yas genc oldugu halde bir turlu yenemeyenler az da olsa bakis acilarini genisletebiliyorlarsa bu spor adina iyi bir sey olmali.

Muster'in durumuna gelecek olursak... Muster'in challenger seviyesinde oynadigi ve burada daha onceden linkini verdigimiz bir mac kaydi vardi. Malesef o maci izlemeye bir turlu firsat bulamadim ama Russell'in tavsiyesi ile bazi kisimlarina bakmistim. Dun donusunden sonra ilk defa izledim Muster'i sevmedigi sert zeminde. Asagi yukari da bekledigim gibi gordum kendisini; vuruslari zayif, buna ek olarak backhand ise yok gibi. Ama sasirtici olan Muster'in hem servislerinin hem de returnlerinin bekledigimden cok ust seviyede olmasiydi. Cok guzel servisler atti, returnlerde de bazen dogal olarak hareketlenemedigi anlar olduysa da nerdeyse hatasiz oynadi.

Mac Marsel maci ile ayni anda oynaniyordu. "Marsel in the tabele" bize sac bas yoldururken bir yandan da stres atmak icin bu maca bakiyor ve bekledigimiz manzarayi goruyorduk; ilk sette Haidar-Maurer (sevgili Haydar'imiz) Muster'in daha ilk servisini kirip kendi servisinde rahat oynuyorken biz Muster iki oyunda servisine tutundugu icin seviniyorduk. Burada Haydar'in durumundan da biraz bahsetmek lazim; bir onceki gun Marsel karsisinda mactan cekilmisti biliyorsunuz. Bu mactan once de sakatligi oldugu soyleniyordu. "Sakat adam neden oynasin ki?" dediginizi duyar gibiyim ama karsinizda 43'luk Muster olunca iki bacaginiz birbirine dugumlenmis de olsa cikip sansinizi deniyorsunuz herhalde. 20 puan Haydar seviyesindeki bir oyuncu icin cok onemli sonucta. Macin ilk seti beklendigi gibi 6-2 gibi net bir skorla Haydar lehine noktalandi. Ikinci sette baslarda Muster yine servisini kirdiracak gibi 0-40 geriye dusse de bu servisini kurtardi. Daha sonra ise setin sonlarina kadar Haydar'in Muster'in servislerinde ziyadesiyle etkisiz oldugunu gorduk. Bu sakatligi nedeni ile mi oldu yoksa adamcagizi rezil etmek mi istemedi anlamadik; zira Viyanali tenis severler kortu Muster askina tiklim tiklim doldurmuslardi. Set bu havada 4-4'e kadar geldi. ama bundan sonra acikcasi beklenmeyen bir sey oldu; Haydar Muster'in servisini 2 denemede de kiramadi. Onceki oyunlarda sacma sapan hatalar yapan adam gitmis, yerine saldirgan bir Haydar gelmisti ama Muster inatla servisini kirdirmadi. Bu noktada Muster ile ilgili mac devam ettikce daha iyi oynadigi gozleminde bulundugumuzu soyleyebiliriz, aslinda tam tersi olmasi beklenirken hem de. Sonra set kacinilmaz olarak tie-break'e gitti zira Muster'in de Haydar'in servisini kiracak hali yoktu. Bir suru gidip gelen mini break sonrasinda set 76(5) ile Haydar'a gitti.

Muster mac sonunda "Ikinci set benim hakkimdi (guluyor burada)...Ikinci seti alabilirdim.." demis. Ilki saka tabi de ikincisinde de hakki var; tie-break oyununda mini break ile one gecen herkesin seti almak icin bir sansi vardir. Burada Muster'in ikinci sette servis oyununu sifira karsi alabildigini notunu da duselim. Genel olarak degerlendirdigimizde Muster'in tabi ki bu turnuvada ilk turu falan gececek hali yoktu. Turnuvadan cekilen Gulbis'ten vazgectim, sakatligi olan Haydar yerine baska bir elemelerden gelen oyuncu gelse bile bu macin skoru cok farkli olacakti.

43 yasinda formsuz bir teniscinin bu tarz bir turnuvada oynamasi cogu yonden anlamsiz gelebilir. Ama spor deyince aklimiza gelen kavramlara bir bakalim; spor yapmak deyince akla saglikli yasam, mucadele ve rekabetten kopmama gibi kavramlar geliyor. Saglikli yasam kismindan emin olmamakla birlikte diger ikisini dunku macta gordugumu soyleyebilirim. Sporu izleme nedenlerimiz de bazen tuttugumuz takim veya kisiyle birlikte heyecanlanmak istemek, bazen eglenmek, bazen de bir sekilde ilham bulabilmek... Kendi adima dun bu maci izlerken eglendigimi soyleyebilirim; Muster'in eski toprak olusunun etkisi var midir bilmem ama ilginc puanlar oldu macta. Butun bunlari da goz onunde bulundurarak Muster'in aldigi wild-card'in hakkini verdigini dusunuyorum ben.

Son olarak bu kadar gevezelikten sonra sizi mactan bir "kuple" puanla basbasa birakiyorum :))



2 yorum:

onur dedi ki...

Eurosport Türkiye için yazdığım ilk blog yazısında Muster ve Date-Krumm ekseninde kadınlar tenisinin içler acısı halinden bahsettim. Bi an öyle bir şey yazdın sandım ödüm koptu, zira yazı haftaya yayımlanacak site açılınca.

kirpi dedi ki...

Aa iyi fikir vallahi hemen yazayim.. (Saka tabi :) )

Date-Krumm'un olayi biraz farkli bence Muster'e gore. O nedenle daha once yazdigim bir yazida oldugu gibi Kimiko uzerinden sadece istikrarsizligi elestirebiliyorum ben; eskiden vardi simdi yok diyerek. Date'nin basarisinin sadece 90'lardaki tenisin teknik-taktik ustunlugu degil, kendisiyle de ilgisi var gibi gibi...Oyunu su an rakiplerine gore daha tam bana gore ama bu sadece yetistirilme sekli ile ilgili olmamali bu...Yoksa ayni Japon calistirici diger Japon oyunculardan yakin sonuclar alabilirdi mi acaba? Bilemedim...